Minyatür Schnauzer ırkının atalarının soyunun 1500lere kadar dayandığı biliniyor. Bu ırkın özellikle bir dönem Avrupa şehirlerinde oldukça büyük sorunlardan olan sıçan sayısındaki artışa karşı aktif bir silah olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Atik yapısı ile farelerin yakalanmasında tereddüt etmeden harekete geçebilmektedir. Bu ırkın temel gen stoku incelendiği zaman özellikle Continental kısmının baskın geldiği görülüyor.
Pekingese Çin İmparatorluk döneminden bu yana kadar varlığını sürdürmüş olan en sevilen ve kadim kökenleri olan ırklar arasında yerini alır. Özellikle Çin soylularının sahiplenebildiği ırklar arasındadır. Bu ırkın farklı bir kişi tarafından çalınmasının cezasının geçtiğimiz yüzyıllarda ölüme kadar ulaşabildiği biliniyor. 1890larda bu ırkın Amerika’da meşhur olması üzerine popülerliği de kısa sürede artış göstermiştir.
German Spitz ırkının bilhassa Taş Devri’nde yaygın olarak görülen Turba köpekleri ile akrabalıklarının bulunduğu bilinmektedir. Torfhund olarak da tanımlanmaktadır. Uzun yıllardır insanlar ile yakın ilişkiler içerisinde olan bu ırk dikkat çekici bir av yeteneği sergilemektedir. 1899 yılında ırkın standart hale getirilmesi için çaba sarf edilmeye başlanmıştır.
Pomeranian Spitz ırk sisteminin parçası olan köpekler arasında yer alır. Bu ırkın asıl şaşırtıcı olan noktası ise atalarına nazaran oldukça küçük beden ölçülerine sahip olmalarıdır. Bu ırkın İngiltere Kraliyet ailesi tarafından severek ilgilenilen köpek ırkları arasında yerini aldığı düşünülmektedir. Hatta ırkın gelişim süreci içerisinde yapılan gen çaprazlamaları ile bu küçük boyutu aldığı bilinir.