Dutch Smoushond ırkının ortaya çıkma sürecinde özellikle Schnauzer etkisinin bariz olduğu düşünülmektedir. Bilhassa o dönemde yaygın olarak görülen sıçanların avlanması konusunda atik yapısı ile beklenmedik bir performans sergilemektedir. Bu ırkın bilhassa İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük yara aldığı ve varlığının da ciddi şekilde tehlikeye girdiği anlaşılmaktadır.
Amerikan Cocker Spaniel antik çağlarda dahi varlığını sürdüren Spaniel ırkının günümüzdeki temsilcileri arasındadır. Özellikle henüz ateşli silahlar yaygınlaşmadan evvel av sırasında insanların en iyi av arkadaşları arasında yerini alması dikkat çekicidir. Spaniel ırkının sömürgecilik faaliyetleri kapsamında Amerika’ya getirilmesi ile beraber yapılan gen çaprazlamalarında erişilen ırklardan biri olmuştur.
Amerika’nın Yeni Dünya olarak düşünüldüğü ve oldukça geniş bir üretim alanının oluşturulduğu dönemlerde; Kıta Avrupası’ndan getirilerek Yeni Dünya’da yeniden şekillendirilen hususların başında gelmektedir. Rakun avının Amerika’da en temel geçim kaynaklarından ve zenginleşme araçlarından biri olduğu düşünüldüğü zaman Amerikan Su Spanyel ırkının geliştirilmesine neden bu kadar önem verildiği bir kere daha görülmektedir.
Griffon Bruxellois ırkının geçmişinin 1400lü yıllara dayandığı bilinmektedir. 1400lerden bu dönemlere kalan sanat eserlerinde bu ırkın yaygın şekilde resmedildiği anlaşılmaktadır. 1800lerde ise kullanım alanının özellikle farelerin yaymış olduğu tehlikelere karşı fare yakalama alanında sıklıkla kullanılan atik hayvanlardan biri halini almıştır.