Segugio Dell’appennino ırkının özellikle koku sürme kabiliyeti ile günümüze kadar insanlara av süreçlerinde en temel eşlikçilerden biri olduğu anlaşılıyor. Sahip olduğu beceriler oldukça dikkat çekicidir. Irkın standartları çok daha öncesinde belirlenmiş olsa da Ente Nazionale della Cinofilia Italiana tarafından tanınması 2010’a kadar uzanmaktadır.
Staffordshire Bull Terrier ırkının genetik haritasında Bulldog ve Black and Tan Terrier ırklarının oldukça baskın şekilde varlığını devam ettirdiği tespit edilmiştir. Bu ırkın üzerinde en temel olumsuzlukların başında saldırmaya meyilli olması gelmektedir. Hatta melezleme aşamasında ortaya çıkan örneklerin bir kısmının dövüş köpeği olarak kullanıldığı biliniyor. Staffordshire ırkının son melezleme çalışmalarının ana hedefi ise daha insan canlısı bir tutumun benimsenmesi olmuştur.
Shiloh Shepherd ırkının genetik haritasına Alaskan Malamute ile yakın bir bağlantısı olduğu tespit edilmiştir. Oldukça sevgi ve şefkat dolu olduğundan insanlar ile ilişkilerini onlarca yıldır sorunsuz bir biçimde devam ettirmektedir. Görünüm bakımından Alman Çoban Köpeklerine de benzeseler de özellikle uyumluluk ve zarafet konusunda ön plandadırlar.
Welsh Sheepdog ırkının oluşumunda Collie köpeklerin etkisi çok büyüktür. Collie ırkı ile Galler’in yerel köpek ırkları ile bir araya gelmesi sonucunda oluşan, severek beslenen; çok yönlülüğü ile dikkat çerken ırklar arasındadır. Bu ırkın korunması ve genetik datalarının muhafaza edilmesi için 1997 senesinde bir topluluk kurulmuştur.