Otterhound hakkında yapılan araştırmalarda 1800lerden bu yana insan hayatının bir parçası olduğu ve insan ilişkilerindeki başarısı ile de özellikle diğer ırklara fark attığı görülmektedir. Irkın genetik haritasında Bloodhound ile yoğun bir benzerlik olduğu görülüyor. Bu ırk bilhassa İngiltere’de su samuru avı sırasında görevlendirilen atik hayvanlardandır.
Porcelaine ırkının yaban domuzlarından geyik avlarına kadar birçok alanda avcılara yardımcı olan eğitilebilir bir yapısı vardır. Bu ırkın bilhassa Fransa ve İsviçre odaklı olmak üzere ortaya çıktıkları düşünülmektedir. English Harrier ırkının çok önemli bir yere sahip olduğu da net olarak görülmektedir. Irkın geliştirilme süreci içerisinde Billy ırkının da çok önemli bir yere sahip olduğu gen haritasından anlaşılmaktadır.
Artois Hound ortalama 500 yıldır yaygın şekilde varlığını sürdüren ırklar arasında yerini almaktadır. Bloodhound ırkının bir devamı niteliğindedir. 1600 ve 1700lü yıllarda avcılığın aristokratlar arasında oldukça yaygın şekil alması ile bilinirliği artsa da 1900li yıllarda ırkın zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Bilhassa Birinci ve İkinci Dünya Savaşı döneminde bu ırkın hem sayı hem de gen havuzu bakımından büyük yaralar aldığı bilinmektedir.
Airedale Terrier İngiltere’de özellikle Sanayi Devrimi dönemine damgasını vurmuş olan ırklar arasında yer alır. Birinci Dünya Savaşı sırasında da İngiltere Ordusu’nda yer alan ve özellikle gözcülük konusunda harikalar yaratan ırklardandır. Genetiği üzerinde iyileştirmeler ve bilhassa koku duyusunun gelişmesi için Otterhound gibi farklı ırklar ile çaprazlanmıştır. Amerika’da da bilinen bu ırk o bölgede genelde av sırasında kullanılmaktadır.