German Hound ırkının Roma İmparatorluğu döneminden bu yana varlığını devam ettirdiği bilinmektedir. Avcılık süreçlerinde başarısı ile Romalıların dikkatini çeken bu ırkın özellikle dikkat çeken koku takip etme yeteneğinin vazgeçilmez bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. 1848 yılında yaşanan gelişmeler ile avlanma alanlarında büyük kısıtlamalar meydana gelmesi ile ırkın yaygınlığı azalmaya başlamıştır.
Hanover Hound Hannoverscher Schweißhund olarak da anılmaktadır. Bu ırkın Orta Çağ’dan bu yana varlığını aktif şekilde sürdürdüğü bilinmektedir. Irkın gelişim süreci içerisinde Liam tazısı olarak tanınan ırkın çok önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Ateşli silahların icadı sonrasında da av sürecine ayak uydurabilen nadir ırklardan biri olduğu bilinmektedir.
Gończy Polski ırkının genetik haritasında St. Hubert av köpeklerinin çok büyük bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. İyi koku alma yeteneği ve oldukça yüksek efor sarf etme kabiliyeti ile Fransa ve İtalya’da bulunan v köpeklerinden bir adım ön plana çıktığı bilinmektedir. Ateşli silahların kullanımı sürecinde de sisteme adaptasyonunu sağlamıştır.
Karst Shepherd uzun senelerdir insanlar ile yoğun bir şekilde iletişim içerisinde olması nedeni ile empati yeteneği oldukça gelişmiş olan ırklar arasında yerini almaktadır. Slovenya’nın kültür varlıkları arasında yerini aldığı görülmektedir. Bu ırkın özellikle dikkat çeken atikliği ve bölgenin zorlu koşullarına ayak uydurma kabiliyeti yaygın kullanımını sağlayan hususlar arasındadır.