German Hound ırkının Roma İmparatorluğu döneminden bu yana varlığını devam ettirdiği bilinmektedir. Avcılık süreçlerinde başarısı ile Romalıların dikkatini çeken bu ırkın özellikle dikkat çeken koku takip etme yeteneğinin vazgeçilmez bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. 1848 yılında yaşanan gelişmeler ile avlanma alanlarında büyük kısıtlamalar meydana gelmesi ile ırkın yaygınlığı azalmaya başlamıştır.
Icelandic Sheepdog ırkının ortaya çıkma sürecinde Norveçli denizcilerin yapmış oldukları gemi seyahatlerinin çok önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir. Denizcilerin İzlanda’ya beraberinde getirdikleri en temel unsurların başında da bu çoban köpekleri gelmektedir. Hem koyunları gütme hem de midillileri toplama konusunda çok önemli bir yere sahiptirler. İzlanda’nın ulusal sembolleri arasında yer almaktadır.
Gończy Polski ırkının genetik haritasında St. Hubert av köpeklerinin çok büyük bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. İyi koku alma yeteneği ve oldukça yüksek efor sarf etme kabiliyeti ile Fransa ve İtalya’da bulunan v köpeklerinden bir adım ön plana çıktığı bilinmektedir. Ateşli silahların kullanımı sürecinde de sisteme adaptasyonunu sağlamıştır.
Faroese Sheepdog Faroe Adaları ile anılan ve bölgenin en bilinen ırklarından bir tanesidir. Özellikle liderlik vasfı yüksek olan ve alan hakimiyetinde rakip tanımayan ırklardan biri olduğu düşünülmektedir. Irkın kökeni hakkında henüz net bir bilgi bulunmamaktadır. İzlanda Çoban Köpeği ile bir genetik bağlantısı olduğu saptanmaktadır.