Bloodhound özellikle Akdeniz coğrafyasında varlığını sürdüren ırklar arasındadır. Üçüncü yüzyıldan günümüze kalan bilgilere bakıldığında bu ırktan söz edildiği ve varlığının doğrulandığı da anlaşılmaktadır. Cinsin özellikler bakımından en yüksek seviyeye taşınmasının ise Avrupa Coğrafyasında yapılan melezlemeler ile meydana geldiği biliniyor.
Bruno Jura Hound özellikle engebeli arazilerde sergilemiş olduğu uyumlu tavır ile varlığını sürdürmüştür. Genetik yapısına bakıldığı zaman Chien Saint Hubert Hound ile aralarında bir akrabalık olduğu düşünülmektedir. Jura Dağları temelli yaşamını sürdüren bu ırkın Avrupa’nın en bilinen ırklarından olan Bloodhound ile de yakın akraba olduğu bilinmektedir.
Dobermann duyulan ihtiyaç üzerine Almanya’da özel olarak üretilmiş olan ve döneminde oldukça dikkat çekici bir popülariteye sahip olan ırklar arasındadır. Bu ırkın gelişim aşamasında Alman Çoban Köpeği ırkının büyük etkisi olduğu düşünülmektedir. Genetik standart belirleme çalışmalarının sonrasında 1900lerde kulüpler tarafından kabul edilmeye başlamıştır.
Bavyera Dağ Tazısı ilk olarak avın tespit edilmesinde ana karakterlerden biri olarak kullanılmıştır. Bayerischer Gebirgsschweisshund ile bir akrabalığı olduğu düşünülmektedir. Bilhassa 1800lerde yaşanan gelişmeler ile ve ateşli silahların yaygınlaşması ile isabetli atışın sonrasında avın tespitine yardımcı olacak bir ırka ihtiyaç duyuldu. Irkın koku almasının ve konsantrasyon yeteneğinin ön planda olması dikkat çekici bir popülerliği de beraberinde getirdi.