Kızıl – Siyah – Beyaz renkli köpeklerin genetik özellikleri ile kürk pigmentleri sayesinde oluşur. Söz konusu genler pigment yoğunluğu, dağılımı ve üretimini doğrudan etkiler.
Yüzyıllardır farklı renk, yoğunluk, uzunluk ve desenlerde köpek kürkleri görülmektedir. Bunların oluşumunda etkili olan genler, ebeveynlerden aktarılan çiftler şeklinde çalışır. Irkların kürk rengi, karakteristik özelliklerinden biridir.
Görünüşü etkileyen resesif ve dominant genler konusunda bilgi edinmeden genetik nitelikleri kavramak mümkün değildir. Anlaşılacağı üzere dominant yani baskın genler ceket rengi belirler.
Saçın içerdiği phaeomelanin ile eumelanin rengi belirlemektedir. Yapılan incelemeler sevimli dostlarınızın hangi tonlarda cekete sahip olacağına bunların karar verdiğini göstermektedir. Üç renkli kürklerde ise resesif genlerin öne çıktığı düşünülmektedir.
Kızıl – Siyah – Beyaz kürke sahip ırklara Phalene, Shetland Sheepdog, Halden Hound örnek verilir. Burada Agouti geninin ceket kaplamasının pigmentlerini denetlediğine inanılır. Üstelik tüylerin düz mü yoksa bantlı yapıda mı olduğunu belirler. A geninde de birçok varyant bulunduğu belirtilmektedir.
Eumelanin, siyah rengi sağladığına inanılır ama genetik unsurları bu pigmentin değiştirerek seyrelmesine neden olur. Yani genlerin söz konusu pigmenti baskılaması sonucunda ırkların renk skalası genişler.
Kürk renginin belirleyicilerinden olan Phaeomelanin ise kırmızıyı yaratır. Burada koyu kırmızıdan kreme ve sarıya kadar renk değişiklikleri gözlemlendiği bildirilir. Ebeveynlerden geçen genetik özelliklerin pigment yoğunluğuna etki ettiğine dair görüşler bulunmaktadır.
Söz edilen etken yalnızca kürk üzerinde etki gösterirken bir tek ceket renginin belirleyicisidir. Eumelanin etki alanına ise burun ile gözler girmektedir. Kızıl – Siyah – Beyaz renkli köpeklerin beyaz tüylerinin sebebi hücrelerde pigment üretiminin yapılmamasıdır.
Genellikle ceketin belirli alanlarına etki eder. Mesela üç renkli olan ırkların kürklerinin bir kısmındaki beyazlıklar bu sebeple görülür. Ayrıca eumelanin üretimi burun bölgesinde ortaya çıkmışsa köpeğinizin pembe bir burnu olur.
Kürk rengi üstünde etki etkenlerden bazılarının çevre faktörünün neden olduğu görüşü vardır. Yani köpeklerin genetiğinde değişkenlik yaratan durumlarından biri de yaşam şartlarına uyum sağlama olduğu savunulur. Hayvanlarda görülen genetik farklılıkların net sebeplerini belirlemek her zaman için mümkün değildir.
Üç renkli tüy yapısında etkili B/kahverengi, I/ yoğunluk ile D/ seyreltme lokuslarının pigment tonlarını belirlediği belirtilmektedir. B lokusu, eumelanin üzerinde etkilidir, kahverengi yahut siyah olmasını sağlar. D lokusu ise renklerin yoğunluğunu belirleyen enzimler salgılar.
K geni siyah rengi kürk üzerindeki yoğunluğunu belirlemektedir. Ayrıca siyah tüylerin kürkün değişik yerlerinde oluşmasını sağlar. Köpeklerde görülen üçlü kürk renginin ana nedeni kahverengi lokusun resesif (b), agouti genin baskın (A), uzatma lokusu resesif (e) olmasıyla açıklanır.
Üç renkli kürkü olan cinslerde A ile E lokuslarının barındırdığı alellere göre renk oluşumunu sağlayabilir. E çekinik olduğunda eumelanin baskılanır dolayısıyla tamamen siyah bir kürk oluşmaz. Diğer genlerinde birleşimiyle kızıl- beyaz- siyah tüyler içeren Halden Hound gibi ırklar ortaya çıkar.
Üçlü kürk yapısına sahip cinslerde görülen E alel, samur desenli köpeklerde maske oluşmasının nedenidir. Maske tamamen siyah olan ırklarda bulunmamaktadır. E çekinik ya da dominant olduğunda hayvanın tüylerinin rengi ortaya çıkmaktadır.
AY geni barındıran köpeklerde farklı aleller krem yahut beyaz gibi renklerin yanı sıra altın, merle kürk oluşturabilir. E geni ise ırkın tüy renginin siyah- kızıl- beyaz renklerini barındırmasını sağlar. E lokus bütün aguti olmayan phaeomelanin ile eumelanin desenlerinin ortaya çıkma nedenidir.
B lokusu kahverengi tüyleri oluşturan faktördür. Yalnızca eumelanin üzerinde etkisi vardır. Diğer genlerle birleştiğinde köpeğin kürkünde üçlü kızıl- siyah-beyaz renkler oluşmasına neden olmaktadır. Bu lokusun yanında A ile K ortaya çıkarsa köpeğinizin kürkü kırmızıya dönüşebilir.
Kahverengi, Agouti ile uzatma genlerinin de üç renkli köpeklerin kürk yapısında etkili olduğu bilgisi bulunmaktadır. Dolayısıyla Kızıl – Siyah – Beyaz renkli köpekler incelenirken bunlarda bakılmaktadır.
Araştırmacılar, söz konusu proteinin dominant olduğu zaman mutlaka açık renk kürkler meydana geldiğini belirtmektedir. A lokusu alelleri aguti proteini salgılanmasını sağlamaktadır. Bu durum hayvanın açık kürk rengine sahip olmasının nedeni olarak görülmektedir. Genetiğinde aguti proteini içermeyen ırklarda eumelanin dominanttır.
Kürklerinde kızıl renk olan köpeklerin genetiklerinde değişik gen gruplarının etkileri söz konusudur. Bunlar arasında E lokusu olduğu da çeşitli kaynaklarda yer almaktadır. Kızıl – Siyah – Beyaz renkli köpekler maske, burun renkleri ile renk dağılımlarında etkili pek çok aleller içerir.
Üç renkli kürk yapısı olan köpeklerin geninde S lokusu da bulunur. Lekelenme lokusu olarak tanımlanan S, tüylerdeki beyaz lekelerin dağılımlarını ve derecelerini tespit eder. Burada aleller konusunda net yargılar mevcut değildir.
Bazı araştırmalar 2 ya da 4 tane S lokus alelleri olduğu konusunda tartışırlar. Ayrıca faktörüne bağlı olduğu belirtilmiştir. Köpek genetiğinde açık renklerin oluşmasında MITF unsuru karşımıza çıkar. Bu faktör tüy renklerinin koyuluğunun azalmasında baskındır.
Irklar üzerinde yapılan çaprazlama çalışmaları da kürk renklerinin oluşmasını etkilemektedir. Mesele bazı cinslerin sağlık problemlerinin yok edilmesi amacıyla farklı ırklarla melezlemeler yapılmıştır. Bu durum anne-babadan gelen genlerle oluşan tüy renginde farklılıklara neden olmuştur.
Ayrıca bu işlemler ardından hayvanların karakter özelliklerinde de değişimler yaşanmıştır. Belirli bir kürk rengi ya da sağlık problemini çözmek için yapılan çaprazlamalar daha tehlikeli sonuçlar doğurmuştur.
Yani kürk renklerinin anlaşılması için sadece renkleri oluşturan lokus ve aleller değil tüm gen haritasının incelenmesi şarttır. Kızıl – Siyah – Beyaz renkli köpekler genetik incelemelerinde fosil kalıntılarına da önem verilmektedir. Böylece köpeklerin yüzyıllardır yaşadıkları genetik değişimler anlaşılmaya çalışılır.
Elde edilen bulguların açık renkleri genlerinde barındıran ırkların önceki devirlerde kurtlarla çiftleştikleri görüşünü desteklemektedir. Ataların birleşimi sonucunda tüy yapısındaki değişimlerin ve renklenmelerin meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Yavruların tüy renklerinin bilinmesinde şecerelerini takip etme önemlidir. Ama soyu bilmek daha kürk renginden emin olmayı sağlamaz. Köpeklerin bir kısmında desen ya da tüy renklerinde çekinik olması nesillerce kürk yapısının değişmeden kalmasını sağlayabilir.
Melezleme sonucu doğan ırklarda çekinik genler bir anda ortaya çıkarak farklı kürk renginde yavru doğmasında sebebiyet verebilir. Üstelik bu genlerin hangi dönemlerde dominant olacağı hakkında net veriler bulmak imkânsızdır. Kısaca renklerin oluşumunda etkili olan genetik etmenlerin ne zaman nasıl bir kürk yapıyı yaratacağı anlaşılamaz.
Yani köpeklerin kürk renklerinin tam olarak anlama için temel genetiklerinin detaylarını bilmek gerekmektedir. Anne-baba genlerinin yanı sıra çevreye uyum sebebiyle yaşanan mutasyonlar tüy renklerinin değişimine sebep olabilir.