Dachshund ırkının ortalama 600 senelik bir geçmişi olduğu tespit edilmiştir. Bilhassa porsukların yakalanması ve avlanmasında en büyük rolü üstlenen ırklardandır. Bu ırkın bir diğer temel özelliği de Almanya’nın ulusal simgelerinden biri haline gelmesidir. Taş ocaklarının yaygın olduğu dönemlerde bu ocaklarda da sıklıkla çalıştırıldığı bilinmektedir.
Airedale Terrier İngiltere’de özellikle Sanayi Devrimi dönemine damgasını vurmuş olan ırklar arasında yer alır. Birinci Dünya Savaşı sırasında da İngiltere Ordusu’nda yer alan ve özellikle gözcülük konusunda harikalar yaratan ırklardandır. Genetiği üzerinde iyileştirmeler ve bilhassa koku duyusunun gelişmesi için Otterhound gibi farklı ırklar ile çaprazlanmıştır. Amerika’da da bilinen bu ırk o bölgede genelde av sırasında kullanılmaktadır.
Artois Hound ortalama 500 yıldır yaygın şekilde varlığını sürdüren ırklar arasında yerini almaktadır. Bloodhound ırkının bir devamı niteliğindedir. 1600 ve 1700lü yıllarda avcılığın aristokratlar arasında oldukça yaygın şekil alması ile bilinirliği artsa da 1900li yıllarda ırkın zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Bilhassa Birinci ve İkinci Dünya Savaşı döneminde bu ırkın hem sayı hem de gen havuzu bakımından büyük yaralar aldığı bilinmektedir.
German Shepherd ırkının gelişim aşamasında Alman ordusunun bir mensubu olan Max von Stephanitz’in büyük katkısı olduğu düşünülmektedir. Bu ismin ideal Alman çoban köpeğinin yetiştirilmesi için büyük çaba sarf ettiği ve bunu kendine bir ideal olarak belirlediği düşünülmektedir. Bu ırkın bilinirliğinin özellikle 1900lerde artış gösterdiği anlaşılmaktadır.