Mental ve bedensel gücü ön planda olan Alaskan Husky bulunduğu koşullara daha iyi uyum sağlaması adına özel çaprazlamalardan geçirilmiştir. Özellikle Kuzey ülkelerinin diğer köpekleri ile gen çaprazlaması sonrasında daha dayanıklı ve dikkat çeken bir ırk oluşturulması adına çaba sarf edilmiştir. Vahşi yaşantısından tam olarak koptuğu söylenemeyen bu ırkın insanlar ile ilişkisi de oldukça eskiye dayanır.
Bruno Jura Hound özellikle engebeli arazilerde sergilemiş olduğu uyumlu tavır ile varlığını sürdürmüştür. Genetik yapısına bakıldığı zaman Chien Saint Hubert Hound ile aralarında bir akrabalık olduğu düşünülmektedir. Jura Dağları temelli yaşamını sürdüren bu ırkın Avrupa’nın en bilinen ırklarından olan Bloodhound ile de yakın akraba olduğu bilinmektedir.
Bloodhound özellikle Akdeniz coğrafyasında varlığını sürdüren ırklar arasındadır. Üçüncü yüzyıldan günümüze kalan bilgilere bakıldığında bu ırktan söz edildiği ve varlığının doğrulandığı da anlaşılmaktadır. Cinsin özellikler bakımından en yüksek seviyeye taşınmasının ise Avrupa Coğrafyasında yapılan melezlemeler ile meydana geldiği biliniyor.
Afrika’da kadim mağara duvar resimlerinde en sık rastlanan ırklar arasında yer alır. Bu figürler ne kadar uzun yıllardır insan yaşantısı ile iç içe olan bir tür olduğunu bir kere daha yansıtmaktadır. Afrticanis özellikle Nil Deltası’nda yaygın olarak görülmektedir. Yapılan araştırmalarda Milattan Önce 4700e dayanan bir geçmişe sahiptir.