Plott Hound ırkının genetik kökenlerinin Hannover tazıları ile yakın ilişki içerisinde oldukları görülüyor. Bu ırkın koku takip yeteneğinin ve sessizliği ve odaklanma kabiliyetinin av sırasında büyük avantaj sağlaması onlarca yıldır insanlar ile iş birliği içerisinde yaşamasını sağlamıştır. Bu ırk için dönüm noktası Amerika’ya gelen bir Alman göçmenin beraberinde bu ırkı getirmesi ile olmuştur. Irkın standardizasyon sürecinde bunun da önemi büyük olmuştur.
Schipperke ırkının temel genetik özellikleri göz önünde bulundurulduğu zaman bu ırkın Belçika kökenli olduğu düşünülmektedir. Belçika’nın simge ve oldukça işlevsel köpek ırkları arasında yerini almıştır. Irkın genetik özelliklerinin su kenarlarına çok yatkın olmasının nedeni yüzlerce yıl kayıkçıların görev köpeği olarak yer almalarından kaynaklanmaktadır.
Smaland Hound ırkının 1500lerden bu yana kesintisiz şekilde varlığını sürdüren ırklardan olduğu anlaşılıyor. Bu ırkın varlığını uzun yüzyıllardır sürdürmesine rağmen tanınması ve standardının belirlenmesi 1921e dayanmaktadır. Irkın genetik haritasında Alman, Polonyalı ve son olarak İngiliz köpeklerin mevcut olduğu tespit edilmektedir.
Podenco Valenciano Akdeniz ülkelerinde yaygın şekilde bulunan tazı genetik özelliklerine sahip olan ırklar arasında kendini göstermektedir. Bilhassa İspanyol Kraliyet ailesi tarafından tutulan köpek seceresinde çok önemli bir yeri mevcuttur. Bir dönem sadece soylular tarafından bakılan bu köpeklerin; koku alma ve işitme duyularının ön planda olması fark yaratıyor.