Artois Hound ortalama 500 yıldır yaygın şekilde varlığını sürdüren ırklar arasında yerini almaktadır. Bloodhound ırkının bir devamı niteliğindedir. 1600 ve 1700lü yıllarda avcılığın aristokratlar arasında oldukça yaygın şekil alması ile bilinirliği artsa da 1900li yıllarda ırkın zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Bilhassa Birinci ve İkinci Dünya Savaşı döneminde bu ırkın hem sayı hem de gen havuzu bakımından büyük yaralar aldığı bilinmektedir.
Spanish Water Dog özellikle çok farklı alanlarda göstermiş olduğu üstün performans ile fark yaratmaktadır. Hem su kenarlarında hem de çayırlarda verilen sorumluluğu yerine getirmektedir. Bu ırkın İspanya’ya Afrika’dan geldiği düşünülmektedir. Afrika’dan gelen numune örnekler ile İspanya’nın yerel köpekleri ile melezlenmeler yaşanmıştır.
Teddy Roosevelt Terrier ırkının Manchester Terrier ve Bull Terrier ırkları ile akraba olduığu tespit edilmiştir. Bu ırkın oluşum sürecinde İngiltere kökenli kişilerin Amerika’ya gelmesi ve beraberlerinde getirdikleri Terrierleriin çok büyük öneme haiz olduğu görülüyor.
Grand Griffon Vendéen ırkının ortaya çıkış sürecinin neredeyse 400 yılı aşkın melezleme çalışmalarının sonrasında kendini gösterdiği görülmektedir. Bu ırkın yaygın şekilde kullanılmak istenmesinin nedeni maddi durumu at sahibi olmak için yeterli olmayan halkın av sırasında bir eşlikçiye ihtiyaç duymasından kaynaklanmaktadır. Club du Griffon Vendéen’in kurulması ile beraber ırkın korunması çalışmalarına büyük önem verilmiştir.