Puli ırkının Macarların bölgeye getirdiği arazi kabiliyeti oldukça yüksek olan ırklardan biri olduğu düşünülmektedir. Gen haritası içerisinde hem Asya hem de Avrupa ırklarının çok önemli bir yere sahip olduğu fark edilmektedir. Köpeklerin içgüdülerinin bir bölgeye hakim olma konusunda çok önemli bir yeri mevcuttur. Sadece Balkanlarda değil küçükbaş hayvancılığın yaygın olduğu farklı Avrupa ülkelerinde de varlığını sürdürmektedir.
Avustralya Teriyeri ırkının Rough Coated Terrier ırkı ile aynı gen haritasına sahip olduğu bilinmektedir. Avrupalı yerleşimcilerin Avustralya’da sayılarının artması ile beraber kendi isteklerine ve ihtiyaçlarına uygun ve bilhassa dayanıklı bir köpek ırkına ihtiyaç duydukları görülmüştür. Mevcut Avustralya ırkları ile melezlenen Terrier ırkı sonucunda ortaya çıkmıştır. Bilhassa hava koşullarına dayanıklılığı ve cesareti sebebi ile sıklıkla tercih edilmektedir.
German Spitz ırkının bilhassa Taş Devri’nde yaygın olarak görülen Turba köpekleri ile akrabalıklarının bulunduğu bilinmektedir. Torfhund olarak da tanımlanmaktadır. Uzun yıllardır insanlar ile yakın ilişkiler içerisinde olan bu ırk dikkat çekici bir av yeteneği sergilemektedir. 1899 yılında ırkın standart hale getirilmesi için çaba sarf edilmeye başlanmıştır.
Minyatür Schnauzer ırkının atalarının soyunun 1500lere kadar dayandığı biliniyor. Bu ırkın özellikle bir dönem Avrupa şehirlerinde oldukça büyük sorunlardan olan sıçan sayısındaki artışa karşı aktif bir silah olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Atik yapısı ile farelerin yakalanmasında tereddüt etmeden harekete geçebilmektedir. Bu ırkın temel gen stoku incelendiği zaman özellikle Continental kısmının baskın geldiği görülüyor.