Pug Çin İmparatorluğu’nda en sevilen ve kraliyet köpeği olarak da anılan ırklar arasında yerini almış durumdadır. Uzak Doğu Hükümdarlarının sıklıkla tercih ettiği hareket kabiliyeti ile dikkat çeken ırklar arasında kendini göstermektedir. Bu ırkın özellikle gelişimindeki dönüm noktası Hollandalı tüccarların ırkı alarak Avrupa’ya numuneler getirmesi olmuştur. Bu şekilde Avrupa’da yaygınlık kazanmış günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Norrbottenspets ırkı Bothnia bölgesinde yaygın şekilde rastlanan ve genetik haritasında Spitz ırkının da çok önemli yer bulduğu köpeklerin başında gelmektedir. Avcılık ve toplayıcılık zamanından bu yana insanlar ile iç içe bir yaşantıya sahip olduğu tahmin edilmektedir. Bu durum görevlendirme ve itaat konusunda türe büyük bir katkı sağlamaktadır. Samur ve sansar gibi hayvanların yakalanmasında avcılara en yoğun şekilde katkısı dokunan ırklar arasında yerini almıştır. Bu denli yoğun bir tarihi geçmişe sahip olmasına rağmen tescillenmesi 1967 senesini bulmuştur.
PetitBleu De Gascogne ırkının temel üretim amacının özellikle küçük boyutlu olan avların tespit edilmesi ve yakalanması olduğu düşünülmektedir. Tarihinin 1500lerden bu yana uzanan bir yapısının olması dikkat çekicidir. Avlanma konusunda başarılı olan bu ırkın kendi ülkesinin dışında çok fazla bilinmemesi sahip olduğu yetenekler nedeni ile şaşırtıcı hususlardandır. Bu ırkın popülasyonu 2. Dünya Savaşı’ndan olumsuz yönde etkilenmemiştir.
Old English Sheepdog ırkının kökenleri incelendiğinde temellerinin Cornwall Dükalığı ile yakından bağlantılı olduğu tespit edilmektedir. Görünümleri ile olduğu kadar zekaları ile de ön plana çıkan bu ırkın bilhassa farklı koşullara adaptasyon yeteneği ile ön plana çıktığı anlaşılmaktadır. 1888 yılında ilk tescilini almış olan ırklardandır.