Japanese Spitz ırkının kökenlerinin Sibirya ve Çin olduğu ve bu coğrafyalar üzerinden Japonya’ya getirildiği savı ortaya atılmaktadır. Bölgede bulunan diğer köpeklerde olduğu gibi İkinci Dünya Savaşı’nın bu ırk üzerinde oldukça yıkıcı bir etkiye sahip olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Özellikle standartlarının belirlenmesinde gecikmeler yaşanmış olan ırklardandır. 1948 senesinde standartlarının kesin olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Mountain Feist ırkının Amerika’nın simge köpekleri arasında yer almaktadır. Bu ırkın fare avcısı olan İngiliz köpeklerinin henüz Amerika’ya getirilmesinin öncesinde de bölgede varlığını sürdürdüğü düşünülmektedir. Hatta yazılan edebiyat eserlerinde bu türe referans veren ifadeler yer bulmaktadır. Amerikan İç Savaş döneminde varlıkları zarar görse de yaşamlarını sürdürmektedirler.
Clumber Spaniel ırkı ayırt edici dış görüntüsü ile 1700lerden bu yana aktif şekilde varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Irkın genetik havuzu hakkında incelemeler yapıldığı zaman Basset Hound ve St. Bernard ırkının çok önemli bir yer sahibi olduğu; bu iki ırkın da özelliklerinin genetik olarak Spaniel’de görüldüğü anlaşılmaktadır.
Japanese Terrier Japonya’da Edo döneminde dikkat çeken ve gelişimi için de çaba sarf edilen ırklar arasında kendini göstermektedir. Bu ırkın kökenlerinin Hollanda’ya dayandığı düşünülmektedir. Hollanda’ya dayanan bu ırkın tüccarlar tarafından Japonya’ya getirildiği biliniyor. Fox Terrier olarak da anılan ırkın yerel köpek ırkları ile çiftleştirilmesi sonucunda mevcut ırk standartları ortaya çıkmıştır.