Flat-Coated Retriever göl kenarlarında yapılan avlarda en yaygın şekilde tercih edilen ırklar arasında kendini göstermektedir. Göl kenarında yapılan kuş avlarının vazgeçilmez yardımcılarıdır. Bu ırkın genetik yapısı incelendiği zaman St. John's Dog ile büyük bir benzerliği olduğu görülmektedir. Sahip oldukları kürkün onları zorlu iklim koşullarına karşı koruması nedeni ile soğuk bölgelerde sıklıkla tercih edilmiştir.
Staffordshire Bull Terrier ırkının genetik haritasında Bulldog ve Black and Tan Terrier ırklarının oldukça baskın şekilde varlığını devam ettirdiği tespit edilmiştir. Bu ırkın üzerinde en temel olumsuzlukların başında saldırmaya meyilli olması gelmektedir. Hatta melezleme aşamasında ortaya çıkan örneklerin bir kısmının dövüş köpeği olarak kullanıldığı biliniyor. Staffordshire ırkının son melezleme çalışmalarının ana hedefi ise daha insan canlısı bir tutumun benimsenmesi olmuştur.
Greyhound ırkının Avrupa’da ele alınan sanat eserlerinde yaygın şekilde görülmesine rağmen bu ırkın genetik yapısının Mısır’dan bu yana devamlılığını sürdürdüğü bilinmektedir. Bilhassa diğer köpeklerden koku takip yeteneği ile ayrılması ve av köpeklerinin de büyük bir kısmının atası olarak bilinmesi dikkat çekmektedir. Mısır’da Firavunlar döneminde adeta gösterişin ve korkunun sembollerinden olmuşlardır.
Curly-Coated Retriever ırkının ortaya çıkışında İngiltere’de geçmiş yüzyıllarda yaygın olarak görülen Water Spaniel ırkının bir devamı niteliğinde olduğu düşünülmektedir. Hızlı harekete geçme kabiliyeti ve dikkat çeken yapısı ile av sırasında göz kamaştıran etkisi vardır. Özellikle Avustralya ve Yeni Zelanda gibi alanlarda sıklıkla tercih edilmektedir. Yapılan çalışmaların sonucunda standartlar belirlenerek kulüpler tarafından 1924 senesinde tanınmıştır.