German Pinscher atikliği ve her daim alarm halinde olması ile uzun yıllar boyunca tehlikelere karşı adeta bir uyarı mekanizması olarak kullanılmıştır. Bu ırkın Pinscher ile yakından bağlantısı olduğu düşünülmektedir. Detaylı gen haritasında bakıldığında Doberman ile de bir genetik bağlantısı olduğu öne sürülmektedir.
Jagdterrier Alman av köpekleri arasında en sevilen seçenekler arasında kendini göstermektedir. Özellikle Terrier ırkının av köpekleri ile genetik olarak melezlenmesi sonrasında bu süreç ortaya çıkmıştır. Bu ırkın genetik haritasına 1920lerde Wirehaired Terrier ve Welsh Terrier ırkı da eklenmiştir. Hızı ve çevikliği ile bir döneme damga vurmuş olan ırklar arasında yerini almaktadır.
King Shepherd ırkının üretilmesindeki ana amacın Alman Çoban Köpekleri kategorisinden çok daha dayanıklı ve daha az sağlık sorunları ile karşılaşan bir köpeğin oluşturulmasıdır. Genetik olarak gerekli olan tüm adımlar eksiksiz bir biçimde alınmış durumdadır. Bu ırkın yaratılmasında bilhassa David Turkheimer’ın öncü rol üstlendiği biliniyor.
Paleolitik Çağ’da varlık gösteren köpekler denildiği zaman akla ilk olarak gelen hususların başında Alaskan Malamute gelir. Soyunun kurt köpeklerine dayandığı bilinirken, uzun yüzyıllar boyunca evcilleştirmeye tabi tutulmuş ve sadakatinin bu çabalara bağlı olduğu düşünülmektedir. Inuit Halkı tarafından yaygın şekilde kullanılmıştır. Adeta geçmiş yüzyıllarda karada kullanılan yük gemileri benzetmesini hak edecek kadar güçlülerdir.