Bull Terrier genetik soy geçişleri içerisinde İngiliz Terrier ile Bulldog melezlemesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Daha sonrasında 1900lü yıllarda melezleme aşamasına Staffordshire Bull Terrier de dahil edilmiştir. 1930lu yıllarda köpek standart kazanmış ve birçok kulüp tarafından da dikkate alınmış ve tanınmıştır.
Afrika’da kadim mağara duvar resimlerinde en sık rastlanan ırklar arasında yer alır. Bu figürler ne kadar uzun yıllardır insan yaşantısı ile iç içe olan bir tür olduğunu bir kere daha yansıtmaktadır. Afrticanis özellikle Nil Deltası’nda yaygın olarak görülmektedir. Yapılan araştırmalarda Milattan Önce 4700e dayanan bir geçmişe sahiptir.
Catahoula Leopard Dog uzun yıllardır evcilliği ile bilinen nadir Amerika menşeli hayvanlar arasındadır. Hernando de Soto tarafından Amerika’ya ayak basıldığı dönemde bölgenin nerdeyse tek evcil hayvanı olarak tanımlanan ırkın varlığını hala sürdürmesi dikkat çekicidir. 1500lerden bu yana insan hayatı ile iç içe olmaya devam eden ırklar kategorisindedir. Amerikan yerlileri ile yakın ilişkileri olan bu köpeklerin Fransızların bölgeye gelmesinin sonrasında Fransız tazıları ile yeniden melezleme çalışmalarına tabi tutulduğu da bilinmektedir.
Banjara Hound Banjara topluluğunun göç süreçlerinde onlara eşlik eden ve özel anlamlar atfedilen köpek ırkları arasında yerini almıştır. Bilhassa ırksal yapıları incelendiği zaman Salukis ile Hindistan’ın yerel köpeklerinin genlerinin çaprazlanması sonucunda dünyaya geldikleri bilinmektedir. Birçok Avrupa ırkından çok daha hızlı ve duyular bakımından da oldukça hassas durumdadır. Fakat şuan için kontrolsüz çiftleşmeler nedeni ile türünün tehlike altında olduğu bilinmektedir.