Pug Çin İmparatorluğu’nda en sevilen ve kraliyet köpeği olarak da anılan ırklar arasında yerini almış durumdadır. Uzak Doğu Hükümdarlarının sıklıkla tercih ettiği hareket kabiliyeti ile dikkat çeken ırklar arasında kendini göstermektedir. Bu ırkın özellikle gelişimindeki dönüm noktası Hollandalı tüccarların ırkı alarak Avrupa’ya numuneler getirmesi olmuştur. Bu şekilde Avrupa’da yaygınlık kazanmış günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Podenco Andaluz ırkının maalesef ki oldukça sorunlu bir tarihi geçmişi vardır. Bu ırkın özellikle zincire bağlanarak kötü koşullarda av süreci için geliştirilmiş olmaları sorun yaratan ana hususlar arasında kendini göstermektedir. İbiza tazısı olarak da tanınan bu ırkın av sürecinde göstermiş olduğu büyük özene rağmen ırkın iyi koşullarda bakılması bir türlü sağlanamamış, ırk yasalar ile koruma altına alınamamıştır.
Porcelaine ırkının yaban domuzlarından geyik avlarına kadar birçok alanda avcılara yardımcı olan eğitilebilir bir yapısı vardır. Bu ırkın bilhassa Fransa ve İsviçre odaklı olmak üzere ortaya çıktıkları düşünülmektedir. English Harrier ırkının çok önemli bir yere sahip olduğu da net olarak görülmektedir. Irkın geliştirilme süreci içerisinde Billy ırkının da çok önemli bir yere sahip olduğu gen haritasından anlaşılmaktadır.
Portuguese Sheepdog ırkının özellikle koyun gütme konusunda başarılı olması dikkat çekerken zaman zaman Portekiz’in iklim koşulları konusunda zorluk yaşadığı anlaşılmaktadır. Bu ırkın genetik haritasının iyileştirilmesi için melezleme işlemlerini Katalan Çoban Köpeği ve Pirene Çoban Köpeği üzerinden yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Irkın devamlılığını sağlama sürecinde neyse ki Dünya Savaşlarının büyük olumsuz bir etkisi olmamıştır.