Spanish Mastiff İber Yarımadası denildiğinde akla ilk olarak gelen ırkların başındadır. Kadim köpek ırkları arasında başı çekmektedir. Milattan önce 2000 yılına kadar tarihlenebilen somut araştırmalar mevcuttur. Mastiff ırkının diğer örneklerinde olduğu gibi oldukça yüksek bir dayanıklılık seviyesine sahip olması dikkat çekiyor. Gezgin koyun sürüleri arasındaki performansı çok yüksektir.
Tosa aynı diğer Japon köpek ırkları gibi bilinirlik konusunda sıkıntılar yaşamaktadır. 1300lerden bu yana severek bakılan; varlığı devam eden bu ırkın bilinirliği oldukça düşük seviyededir. Bu ırkın özellikle Japonya’da yapılan köpek dövüşleri sırasında azim ve kararlılığı ile en sık tercih edilenlerden b iri olduğu anlaşılıyor.
Staffordshire Bull Terrier ile aynı soy haritasından geldiği düşünülen bu ırkın özellikle bedensel özellikler bakımından klasik Terrier ırkından daha güçlü olması için özel çaprazlamalara yer verilmiştir. Maalesef ki 1800lerde sağlam vücut hatları nedeni ile köpek dövüşlerinde de yaygın şekilde kullanılmışlardır. Akıllarda Amerikan Pit Bull Terrier ırkının saldırgan olarak kalmasının asıl nedeni; geçmişte özel olarak insanlar tarafından zorlandıkları kanlı ve yanlış eğlence anlayışıdır.
Leonberger ırkının geliştirilmesinde Heinrich Essig isminin katkıları oldukça büyük olmuştur. Irkın oluşturulması için çalışmalara 1880lerde başlanmıştır. Bu ırkın ismini yetiştiği Alman kasabasından aldığı bilinir. Irkın genetik haritasında St. Bernard’ın önemli bir yer tuttuğu tahmin edilmektedir. Özellikle Birinci Dünya Savaşı’nın şiddetli etkisi ile ırkın bu süreç içerisinde zor dönemlerden geçtiği sayılarından dahi anlaşılıyor.