Artois Hound ortalama 500 yıldır yaygın şekilde varlığını sürdüren ırklar arasında yerini almaktadır. Bloodhound ırkının bir devamı niteliğindedir. 1600 ve 1700lü yıllarda avcılığın aristokratlar arasında oldukça yaygın şekil alması ile bilinirliği artsa da 1900li yıllarda ırkın zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Bilhassa Birinci ve İkinci Dünya Savaşı döneminde bu ırkın hem sayı hem de gen havuzu bakımından büyük yaralar aldığı bilinmektedir.
Alopekis Pro Helenistik dönem denildiği zaman akıllara gelen ilk ırklardan biri olmaktadır. Teselya Bölgesi’nde bulunan Paleolitik Dönem kalıntılarına bakıldığı zaman Alopekis izlerine yaygın şekilde rastlanmaktadır. Alopekis kelimesinin etimolojik kökenine bakıldığı zaman Küçük ve Tilkiye Benzer anlamlarının ortaya çıktığı görülür. Bu türün Tüysüz Anadolu Köpeği gibi bazı alt ırklarının maalesef ki yok olduğu bilinmektedir.
Azawakh kurak bölgelerde varlık göstermek denildiği zaman akla ilk olarak gelen ırklar arasında kendini göstermektedir. Bilhassa Güney Sahra bölgesinde yoğunlaşmıştır. Zorlu arazi koşullarında dahi hızını koruyabilen nadir hayvanlar arasında bulunur. Tuareg göçebe kabilelerinin bu hayvanların geliştirilmesi ve türün varlığını sürdürmesinde çok büyük etkisi olduğu bilinmektedir. Göçebelerin yaşantısında olmazsa olmaz yere sahip olan ve neredeyse ailenin bir ferdi sayılan ırklardandır.
Affenpinscher klasik bir Terrier olarak sınıflandırılmaz. 1600lerde Almanların günlük yaşantısında farelerin yakalanması için kullanılan en yaygın köpek ırklarından biriydi. Bu ırk ilerleyen senelerde ortaya çıkmış olan Brussel Griffon ırkının da ortaya çıkmasında büyük etki sahibidir. Oldukça korkusuz ve atik olan bu hayvanın fare yakalamanın da ötesine geçerek hanelerin vazgeçilmez parçası haline geldiği görülüyor.