Mahratta Hound ırkının en temel dezavantajlarının başında bilinirliğinin düşük seviyede olması gelmektedir. Yerli halkın dışında çok fazla bilinmeyen bu ırkın tanınması ve ırkın standartlarının belirlenmesi koruma altına alınmasının; en temel taleplerden biri olduğu biliniyor. Bu ırkın ismini bulunduğu eyalet olan Mahratta’dan aldığı bilinirken; ırkın genetik geçmişinde Salukiler ile net bir bağlantısı olduğu tahmin ediliyor.
St. Hubert Jura Hound ırkının Fransa ve İsviçre arasında adeta bir sınır konumunda olan Jura Dağlarına özgü olduğu bilinmektedir. Irkın Bruno Jura Hound ile oldukça net bir benzerliği bulunur. Sadece boyut olarak birbirlerinden ayrılır. Bu köpeklerin yaya olarak avlanan kişilerin işlerini büyük ölçüde rahatlatması uzun yüzyıllardır insan hayatının bir parçası olmasını sağlamıştır.
Italian Greyhound tazılar arasında en narin görüntüye sahip olan ırklar arasında kendini göstermektedir. Arkeolojik kalıntılar ile alakalı incelemeler yapıldığında bu ırkın tarihinin ortalama 2000 sene önceye dayandığı görülmektedir. Bilinirliği oldukça yüksek olmasına rağmen ırkın tescil edilmesinin 1880lerde tamamlandığı anlaşılıyor.
American Foxhound; Amerika’nın diğer birçok köpek ırkı gibi İngiliz sömürgesi altındaki dönemde yaygın biri şekilde gelişim gösterilmiştir. Plantasyonlarda İngiliz ırkı olarak bilinen bu köpeğin son senelerde yetişme alanı nedeni ile American olarak anıldığı bilinir. Mount Vernon’da plantasyon sahibi olan George Washington’un bölgedeki birçok farklı sektörü desteklediği bilinmektedir. Bunlardan biri de tilki avı olmuştur. Tilki avında yaygın olarak kullanılan bu köpekler de o dönemde büyük ilgi görmüştür.