Grand Griffon Vendéen ırkının ortaya çıkış sürecinin neredeyse 400 yılı aşkın melezleme çalışmalarının sonrasında kendini gösterdiği görülmektedir. Bu ırkın yaygın şekilde kullanılmak istenmesinin nedeni maddi durumu at sahibi olmak için yeterli olmayan halkın av sırasında bir eşlikçiye ihtiyaç duymasından kaynaklanmaktadır. Club du Griffon Vendéen’in kurulması ile beraber ırkın korunması çalışmalarına büyük önem verilmiştir.
Swedish Vallhund ırkının Britanya’ya özgü olan Spitz ırkı ile Viking coğrafyasının yerel köpeklerinin bir araya gelmesi ile oluşturulmuş olan ırklar arasındadır. Bu ırkın özellikle dikkat çeken hususlarından bir diğeri de İsveç’te hala varlığını sürdürmesi; sığır gütmede coğrafi özelliklere en uyumlu köpek olmasıdır.
Affenpinscher klasik bir Terrier olarak sınıflandırılmaz. 1600lerde Almanların günlük yaşantısında farelerin yakalanması için kullanılan en yaygın köpek ırklarından biriydi. Bu ırk ilerleyen senelerde ortaya çıkmış olan Brussel Griffon ırkının da ortaya çıkmasında büyük etki sahibidir. Oldukça korkusuz ve atik olan bu hayvanın fare yakalamanın da ötesine geçerek hanelerin vazgeçilmez parçası haline geldiği görülüyor.
Keeshond ırkının genetik haritasına hangi hayvanların katkı yaptığı henüz net olarak ortaya koyulamamıştır. Irkın özellikle Spitz ırkı ile yakından bağlantısı olduğu düşünülmektedir. Akrabalık durumu sadece bununla sınırlı değildir. Aynı zamanda Pomeranian ile de genetik bağı olduğu düşünülmektedir. 1700lerden bu yana insanlar ile yoldaşlık yapan ve sevilen ırklardandır.