Artois Hound ortalama 500 yıldır yaygın şekilde varlığını sürdüren ırklar arasında yerini almaktadır. Bloodhound ırkının bir devamı niteliğindedir. 1600 ve 1700lü yıllarda avcılığın aristokratlar arasında oldukça yaygın şekil alması ile bilinirliği artsa da 1900li yıllarda ırkın zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Bilhassa Birinci ve İkinci Dünya Savaşı döneminde bu ırkın hem sayı hem de gen havuzu bakımından büyük yaralar aldığı bilinmektedir.
French Bulldog ırkının gen haritası kapsamında özellikle Bulldog ve Mastiff ırklarının etki sahibi olduğu düşünülmektedir. Her iki ırkın da ön planda olan özelliklerinden dayanıklılığın bu ırkta da kendini net şekilde gösterdiği anlaşılmaktadır. Özellikle Paris’te en sevilen şehir hayatına da ayak uydurabilen ırklardan biri olarak anıldığı bilinmektedir. Resmedildiği eserlere bakıldığı zaman kadınların en temel eşlikçilerinden biri olduğu anlaşılıyor.
Brazilian Terrier Brezilya’nın yaygınlığı modern dönemde oldukça azalmış olan yerli ırkları arasında yerini almış durumdadır. Bu ırkın Brezilya’ya geliş hikayesi incelendiğinde Avrupa’dan getirilen Jack Russell ile yerli köpeklerin melezlenmesi sonucunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Ülke içerisinde çok yaygın olsa da henüz global anlamda tanınırlık kazanmamıştır.
Newfoundland ırkını diğer köpek ırklarından ayıran en temel özelliğin kesinlikle muhteşem bir yüzücü olmasından ileri geldiği anlaşılmaktadır. Bu ırkın çok ilginç şekilde arama kurtarma ekiplerinin vazgeçilmez parçalarından biri olduğu görülüyor. Bu alanda eğitilmeye çok uygun olan köpeğin ayak kısımlarının yüzmeye oldukça elverişli olması en temel avantajdır.