South Russian Ovcharka ırkının tarihinin milattan önce 4. Yüzyıla dayandığını iddia etmektedir. Bu ırkın özellikle farklı hayvan sürülerinin kontrollerini almada usta davrandığı; sahadaki kabiliyetinin çok yüksek olduğu anlaşılıyor. Avusturya çoban köpekleri ile akrabalığı olduğu fakat Rusya şartlarına ayak uydurabilmesi için farklı melezlemelere tabi olduğu fark ediliyor.
Pug Çin İmparatorluğu’nda en sevilen ve kraliyet köpeği olarak da anılan ırklar arasında yerini almış durumdadır. Uzak Doğu Hükümdarlarının sıklıkla tercih ettiği hareket kabiliyeti ile dikkat çeken ırklar arasında kendini göstermektedir. Bu ırkın özellikle gelişimindeki dönüm noktası Hollandalı tüccarların ırkı alarak Avrupa’ya numuneler getirmesi olmuştur. Bu şekilde Avrupa’da yaygınlık kazanmış günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Vizsla Macaristan’ın en bilinen ve en saygın ırkları arasında kendini gösteriyor. Irkın klasik pointer özelliklerini en üstün şekilde sergileyecek konumda olması memnuniyet uyandırmaktadır. Bu ırkın genetik yapısında Transilvanya Tazısı ile benzerliklerinin mevcut olması da dikkat çekicidir. İz sürmede rakipsizdir.
Artois Hound ortalama 500 yıldır yaygın şekilde varlığını sürdüren ırklar arasında yerini almaktadır. Bloodhound ırkının bir devamı niteliğindedir. 1600 ve 1700lü yıllarda avcılığın aristokratlar arasında oldukça yaygın şekil alması ile bilinirliği artsa da 1900li yıllarda ırkın zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Bilhassa Birinci ve İkinci Dünya Savaşı döneminde bu ırkın hem sayı hem de gen havuzu bakımından büyük yaralar aldığı bilinmektedir.